Trafik Cezası İtiraz Dilekçesi
Trafik kazası kapsamında, mağdurlar trafik kazası tazminatı talep etme hakkına sahiptirler. Bu bağlamda da trafik kazası tazminatı mağdurun yaşadığı maddi ve manevi zararları telafi etmektedir. İşte bu noktada meydana gelen trafik kazası tazminat durumlarında bilmeniz gereken önemli noktalar vardır. Bu noktalar hakkında detaylı bilgi edinmek için içeriğimizi inceleyebilirsiniz. Böylelikle trafik kazası tazminatı hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz. İyi günler dileriz.
Trafik Kazasında Maddi Manevi Tazminat Talepleri
Trafik kazalarında meydana gelen maddi ve manevi zararlar, mağdur olan bireylerin tazminat talepleriyle karşılanabilmektedir. Bu oldukça doğal bir durumdur. Çünkü maddi tazminat talepleri, kazaya bağlı olarak ortaya çıkan tedavi masrafları, araç onarım giderleri, iş gücü kaybı ve diğer ekonomik zararların telafi edilmesini amaçlar. Öte yandan manevi tazminat talepleri ise kazanın bireyler üzerinde bıraktığı psikolojik etkiler, yaşanan acı ve ıstırap gibi soyut zararların hafifletilmesi hedeflenmektedir. Böylece kazanın mağdurda yol açtığı travma, kalıcı sakatlık ya da sevdiklerinin kaybı gibi durumlar sonucunda yaşanan manevi zararlar giderilirken, aynı zamanda kaza sonrası hastane giderleri, rehabilitasyon masrafları, araçta meydana gelen hasarın tamiri ya da pert olan aracın yerine yeni bir araç alımı gibi durumlarda telafi edilebilir. Bu nedenle mağdur olan taraf maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Trafik Kazasında Tazminat Başvurusu İçin Gerekenler
Trafik kazası tazminatı talebinde bulunurken, sunulması gereken bazı belgeler vardır. Bu belgeler, sürecin hızlı bir şekilde ilerlemesine ve aynı zamanda da trafik kazası tazminatı üzerinde hak talep edilebilmesini sağlar. Bu noktada trafik kazası tazminatında sunmanız gereken belgeler şu şekildedir;
- Talep yazısı
- Kazaya karışan araçların ruhsat fotokopileri
- Varsa sürücülerin alkol raporları ve ehliyet fotokopileri
- Vukuatlı nüfus kayıt örneği
- Malul kalanın kazanın ardından ilk müracaat ettiği sağlık kuruluşunca düzenlenmiş, ilk muayene bulgularını içerir adli rapor ve epikriz raporları
MASAK Yönetmeliği’ne tabi 185.000 TL üzeri tazminatlarda ek olarak;
- Nüfus cüzdan fotokopisi veya T.C. kimlik numarası yazılı ehliyet fotokopisi (üzerinde kişinin ikamet adresi, telefon bilgisi ve imzası bulunan)
- İş ve Meslek Bilgisi
Trafik Kazası Tazminatında Sık Yapılan Hatalar
Trafik kazaları tazminatında yapılan bir takım hatalar bulunmaktadır. Bu hatalar genel olarak uzman ve profesyonel yardım almamaktan kaynaklı ileri gelmektedir. Bu hataları daha detaylı şekilde ele almak gerekirse;
- Kaza Sonrası Bildirim Yapmamak: Kazanın ardından gerekli bildirimlerin (polise, sigorta şirketine) yapılmaması, tazminat talep sürecinde sorunlara yol açabilir. Bu nedenle hemen kaza raporu alınmalı ve ilgili kurumlara başvurulmalıdır.
- Gerekli Belgeleri Toplamamak: Tazminat başvurusunda bulunmadan önce, tüm gerekli belgelerin (kaza raporu, sağlık raporu, mali belgeler) eksiksiz toplanması önemlidir. Aksi halde belgelerin eksikliği, talebin reddedilmesine yol açabilir.
- Kusur Oranını Yanlış Değerlendirmek: Kazada tarafların kusur oranlarının doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Kusur oranını yanlış değerlendirmek, tazminat miktarını olumsuz etkileyebilir.
- Hukuki Danışmanlık Almamak: Hukuki süreçlerin karmaşık olabileceği düşünüldüğünde, avukat veya hukuki danışmanlık alınmaması, hak kayıplarına neden olabilir. Bu tür süreçlerde profesyonel destek almak oldukça faydalıdır.
- Tazminat Miktarını Hızla Kabul Etmek: Sigorta şirketleri bazen ilk tekliflerinde düşük tazminat miktarları sunabilir. Bu teklifleri kabul etmeden önce, zararların tam olarak değerlendirildiğinde emin olunmalıdır.
- Zamanında Başvuru Yapmamak: Tazminat taleplerinde zamanaşımı süreleri vardır. Bu nedenden dolayı belirtilen süreler içinde başvuru yapılmadığında, hak kaybı yaşanabilir.
- Zamanında Rapor Tutmamak: Kazanın hemen ardından bir polis raporu tutmamak, tazminat taleplerini zayıflatabilir. Kazanın oluş şekli, tarih ve yerinin belgelenmesi, ileriki süreçte kritik öneme sahiptir.
- Yetersiz Tedavi Belgeleri Sunmak: Yaralanmaların tedavi sürecine dair belgelerin eksik veya yetersiz olması, tazminat talep edenin zararını yeterince ortaya koymasını engellediğinden tüm hastane raporları, reçeteler ve faturaların toplanması gerekir.
- Manevi Zararları Atlamak: Çoğu kişi maddi zararlara odaklanırken, manevi zararların da tazminat kapsamında dikkate alınabileceği unutulmamalıdır. Bu zararlar için de gerekli belgelerin toplanması önemlidir.
- İletişim Bilgilerini İhmal Etmek: Kazada karşı tarafın iletişim bilgilerini (telefon numarası, adres) almak, tazminat sürecinde önemli olabilir. Bu bilgiler, ilerideki hukuki süreçlerde yararlı olacaktır.
- Sigorta Şirketleriyle Doğrudan İletişim Kurmamak: Bazı mağdurlar, sigorta şirketleriyle doğrudan iletişim kurarken avukat veya uzman yardımı almamayı tercih edebilir. Bu, genellikle dezavantajlı bir durum yaratır. Çünkü uzmanlar, sigorta şirketinin sunduğu tazminat miktarının yeterliliğini değerlendirerek daha iyi sonuçlar alabilirler.
- Kendi Sigorta Bilgilerini İhmal Etmek: Kaza sonucunda, kendi sigorta poliçesinin detaylarını kontrol etmemek, eksik tazminat taleplerine yol açabilir. Kendi sigorta şirketi aracılığıyla da talep oluşturabileceği unutulmamalıdır.
- Gözden Kaçan Küçük Zararlar: Kaza sonucunda yaşanan küçük zararlara (örneğin, kaybedilen iş günü veya psikolojik etkiler) dikkat edilmemesi, toplam tazminatın düşmesine neden olabilir. Tüm zararların ayrıntılı bir şekilde kaydedilmesi gerekir.
Trafik Kazası Davasında Karşılaşılabilecek Zorluklar
Trafik kazası davalarında karşılaşılabilecek zorluklar, genellikle hukuki süreçlerin karmaşıklığından ve olayın özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu noktada kazanın taraflarının kusur oranlarının belirlenmesi sıkça sorun yaşanan bir durum olduğundan sigorta şirketleri, kusuru asgariye indirmek veya tazminat taleplerini düşürmek için genellikle olayın sebeplerini sorgulama yoluna gidebilir. Bu da taraflar arasında çatışmalara neden olabilir.
Ayrıca, kazadan sonraki tıbbi raporların yeterliliği ve geçerliliği de önemli bir tartışma konusu haline gelebilir. Bunun nedeni de hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından verilen raporların sigorta şirketleri tarafından yetersiz bulunabilmesidir.
Ek olarak, mağdurun yaşadığı manevi zararların tazmini, maddi zararlar kadar kolay bir şekilde hesaplanmaması da karşılaşılan zorluklar arasında yer almaktadır. Bu durumda yine tazminat miktarlarının belirlenmesinde sorunlar yaratabilir. O yüzden bu gibi durumların yaşanmaması için mutlaka profesyonel bir destek alınması şarttır.
Trafik Kazası Tazminatı İle İlgili Güncel Yasal Düzenlemeler
Her yasada olduğu gibi trafik kazası tazminatı yasalarında da yeni yasal düzenlemeler mevcuttur. Bu yasal düzenlemeler, trafik kazası sonrası tazminat taleplerini daha düzenli ve adil bir hale getirmek, mağdurların haklarını korumak ve tazminat süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla yapılmaktadır. Trafik kazası tazminatlarında uygulanan yeni güncel yasal düzenlemeleri ele alacak olursak;
- 01.06.2015 tarihinden sonra özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek olan sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik
Yüksek Mahkeme uygulamalarına göre, trafik sigortası genel şartlarında (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları) 01.06.2015 tarihinden sonra önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu tarihten itibaren, özürlülük ölçütleri, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine uygun düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Özellikle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 17.01.2019 tarihli kararı, maluliyete ilişkin raporların hangi yönetmeliklere göre düzenlenmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu karara göre, olay tarihine bağlı olarak farklı yönetmeliklerin geçerli olduğu belirtilmiştir:
- 11.10.2008 tarihinden önce, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
- 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
- 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,
- 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik.
Ayrıca, 02.08.2016 tarihli değişiklik ile ZMMS genel şartlarına eklenen madde, maddi zararlar için talep edilecek belgeler arasında, bu yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Böylelikle sigorta şirketleri, bu yönetmelik kapsamında düzenlenmiş sağlık raporlarını talep etmektedir.
- 20.02.2019 tarihinden sonra erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ve “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu tarihten sonra meydana gelen kazalar için maluliyet tespitinde yeni yönetmeliklerin esas alınması gerekmektedir.
Ancak, sigorta şirketleri bu durumu farklı şekilde değerlendirmektedir. 20.02.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği’nin 14. maddesine göre, 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ve ilgili mevzuata yapılan atıflar, 20.02.2019 tarihi itibarıyla bu yeni yönetmeliklere yapılmış sayılmaktadır. Bu durum, eski yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması ile birlikte, önceki düzenlemelere yapılan atıfların geçerliliğini yitirdiği anlamına gelmektedir.
Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesi, yürürlük tarihinden önce düzenlenen sürekli ibareli sağlık kurulu raporlarının geçerli olduğunu ve bu raporlara dayanarak sağlanan desteklerin sürdürülebileceğini belirtmektedir. Ancak, eski raporlar üzerinden yeniden rapor talep edilmesi mümkün değildir.
Sigorta şirketleri, kaza tarihine bakılmaksızın 20.02.2019 tarihinden sonra düzenlenecek malulliyet raporlarının yeni yönetmeliklere göre talep edileceğini savunmaktadır. Ancak, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin yerleşik uygulamaları, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre maluliyetin tespit edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu, uygulamada bir çelişki yaratmakta ve taraflar arasında belirsizliklere yol açmaktadır.
Ayrıca, trafik sigortası genel şartlarında 20.03.2020 tarihinde yapılan değişiklikle, 20.02.2019’da yürürlükten kaldırılan yönetmelik ismi kaldırılmış ve sürekli sakatlık tazminatı ile ilgili sakatlık oranının belirlenmesinde güncel yönetmeliklerin dikkate alınacağı vurgulanmıştır. Bu bağlamda, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda hazırlanan sağlık kurulu raporları artık geçerlidir.
Trafik Kazası Tazminatında Sigorta Şirketlerinin Rolü
Trafik kazası tazminatında sigorta şirketlerinin rolü, hem mağdurlar hem de kusurlu taraf için kritik öneme sahiptir. Çünkü sigorta şirketleri sigorta şirketleri, kaza sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmin edilmesinde anahtar bir pozisyondadır. Bu bağlamda Sigorta şirketleri, kazaya karışan araçların sahiplerinin sigorta poliçeleri üzerinden, zararın karşılanması için tazminat ödemeleri yapar.Ayrıca bu süreçte, sigorta şirketlerinin, tazminat taleplerini sorgulama, delilleri inceleme ve gerekli belgeleri talep etme gibi hakları da vardır.
Sigorta şirketlerinin etkisi, aynı zamanda kazanın değerlendirilmesi ve kusur oranlarının belirlenmesinde de hissedilir. Kaza sonrası yapılan incelemelerde, sigorta şirketleri olayın sebeplerine dair raporlar hazırlayarak, hangi tarafın daha fazla kusurlu olduğunu belirlemeye çalışır. Bu, tazminat miktarlarını doğrudan etkileyebilir ve çoğu zaman anlaşmazlıklara yol açar. Aynı zamanda sigorta şirketlerinin uygulamaları ve standartları, bölgesel farklılıklar gösterebilir. Bu da hukuki süreçlerin karmaşıklığını artırır. Sonuç olarak, trafik kazası tazminatında sigorta şirketleri, hem hakların korunmasında hem de kazanın sonuçlarının adil bir şekilde değerlendirilmesinde merkezi bir rol oynamaktadır.
Trafik Kazası Tazminat Sürecinde Avukat ile Çalışmanın Avantajları
Trafik kazası tazminat sürecinde avukat ile çalışmanın birçok avantajı bulunmaktadır. Çünkü avukatlar hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve bu nedenle tazminat talepleri, sigorta şirketleriyle müzakereler ve mahkeme süreçleri gibi karmaşık konularda derinlemesine bilgi ve deneyime sahiptirler. Bu nedenle de bireylerin haklarını daha etkili bir şekilde savunmalarına yardımcı olur. Ayrıca, bir avukatın yönlendirmesi sayesinde, belgelerin toplanması ve sunulması, kusur oranlarının belirlenmesi ve tazminat miktarlarının hesaplanması gibi süreçler daha düzenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Buna ek olarak avukatlar, sigorta şirketlerinin sıkça kullandığı stratejilere karşı da hazırlıklı olduklarından, müvekkillerinin adil bir tazminat almasını sağlamak için gerekli olan tüm yasal yolları ve hakları bilirler. Tüm bu sebeplerden dolayı trafik kazası tazminatında mutlaka profesyonel bir avukat ile çalışmanızı öneririz. Bu bağlamda sizde uzman bir avukat arayışındaysanız, Erva Hukuk’un trafik kazası ceza davaları alanında uzman hukuk profesyonelleri ile iletişime geçebilirsiniz. Böylelikle haklarınızı etkin bir şekilde koruyabilirsiniz.
Siz de trafik kazası sonrası tazminatı talep etmek istiyorsanız, Erva Hukuk’un uzman ve profesyonel avukatları ile iletişime geçebilirsiniz. Böylelikle trafik kazasında tazminat süreçlerinde karşılaşabileceğiniz tüm zorlukları en az seviyeye indirerek, haklarınızı etkili bir şekilde savunabilirsiniz.